Tarsus T-Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Mart-Ekim 2021 Hak İhlalleri Raporu

İHD Mersin Şubesi’ne 2021 yılı Mart-Ekim ayları arasında farklı tarihlerde yazılı ve sözlü yapılan başvurular ile Tarsus T tipi Hapishanelerindeki hak ihlallerine dikkat çekilmiş, mahpusların sorunlarına çözüm üretilmesi amacıyla yardım talep edilmiştir.

Bu nedenle, İnsan Hakları Derneği Mersin Şubesi, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Mersin Şubesi ve Çukurova Tutuklu ve Hükümlü Aileler Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Mersin Şubesi üyesi avukatlarından oluşan heyetlerimizce değişik zamanlarda Tarsus T Tipi kapalı hapishanesindeki mahpuslarla görüşmeler yapılmıştır.

Farklı mahpusların birbirini teyit eden benzer beyanları, şikayetleri ve gözlemlerimiz esas alınarak cezaevlerindeki sorunlar ve hak ihlallerine yönelik tespitlerimiz ile yaşanan hak ihlallerinin son bulması adına çözüm önerilerimizi içeren rapor hazırlanmıştır.

GÖZLEM VE DEĞERLENDİRME

  • 1. İşkence ve Kötü Muamele

5275 Sayılı Kanun’un “Hapis cezasının infazında gözetilecek ilkeler” başlıklı 6. maddesi, 1-b bendi “Ceza infaz kurumlarında hükümlülerin düzenli bir yaşam sürdürmeleri sağlanır. Hürriyeti bağlayıcı cezanın zorunlu kıldığı hürriyetten yoksunluk, insan onuruna saygının korunmasını sağlayan maddî ve manevî koşullar altında çektirilir.” şeklindedir.

Yapılan görüşmelerde; halay çeken mahpuslara disiplin cezası verildiği, mahpuslardan A.Ö.’ye on dokuz gün hücre cezası verildiği, haksız disiplin cezalarının tamamının Tarsus İnfaz Hakimliği’nce iptal edildiği öğrenilmiş, cezaların tamamen keyfi olduğu, mahpusların sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlerinin ceza tehdidi ile engellendiği, İnfaz Yasasının mahpusları sindirmek için keyfi bir araç olarak kullanıldığı gözlemlenmiştir.

Tarsus T-1 Nol’u Hapishanede; gardiyanlar ve robocop jandarmalar tarafından basıldığı, kendilerine koğuşlarının değiştirileceğinin söylendiğini, itiraz ettiklerini ancak saldırı ve darp edilme ihtimalinin yüksek olmasından kaynaklı kabul etmek zorunda kaldıkları, üç koğuşun da yerinin değiştirildiği, tutukluların bulunduğu koğuşun kendi bloklarından alınıp C Blok’a götürüldüğü, yeni getirildikleri koğuşlarda pencerelerde cam bulunmadığından geceleri koğuşların çok soğuk olduğu, idare tarafından henüz bu soruna bir çözüm üretilmediği ve 07 Eylül 2021 tarihli olayda mahpuslara insanlık dışı ve onur kırıcı muamelede bulunulduğu öğrenilmiştir.

Mahpus A.B.’nin çıplak aramaya maruz kaldığı, diğer hapishane raporlarımız dikkate alındığında Tarsus Kapalı Hapishanesi’nde insanlık dışı ve onur kırıcı muamelelerin mütemadiyen devam ettiği öğrenilmiştir.

Hapishanelerde sürekli olarak yaşanan; tecrit, işkence ve kötü muamele, sağlık, beslenme, hijyen ve sair hak ihlallerinin hapishane yaşamını dayanılmaz kıldığı ve insanlık onuru ile bağdaşmayan uygulamaların son bulması adına 27 Kasım 2020 tarihinde beşer günlük süresiz/dönüşümlü açlık grevine girildiği, 14 Temmuz 2021 tarihi itibari ile açlık grevi süresini on beş günlük süresiz/dönüşümlü açlık grevine çevirdikleri, 12 Eylül 2021 tarihinde açlık grevinin sonlandırıldığı öğrenilmiştir.

Açlık grevine giren mahpusların revire çıkarılmadıkları, sağlık kontrollerinin yapılmadığı, yeterli besin kaynağı ve su verilmediği, açlık grevinden sonraki aşamada da alınması gereken besinlerin verilmediği, bu durumun açlık grevine giren mahpusların sağlığını olumsuz etkilediği gözlemlenmiştir.

Açlık grevine girenlere hiçbir şekilde hapishane düzenini ve güvenliğini tehlikeye sokmadıkları halde, başka hiçbir gerekçe belirtmeden sırf açlık grevine girdikleri öne sürülerek her seferinde disiplin cezası verildiği, bu durumun hapishane hayatını çekilmez hale getirdiği, Anayasal ilkelerle AYM ve AİHM kararları ışığında mahpusların sürekli kötü muameleye maruz kaldığı tespit edilmiştir.

  • 2-Sağlık Sorunları

Yapılan görüşmelerde mahpuslardan;

Tarsus T-Kadın Binasında; S.B.’nin mide rahatsızlığı olduğu, S.K.’nin kalp ve tansiyon rahatsızlığının olduğu,

Tarsus T-1 Binasında; V.A.’nın kalp rahatsızlığı ve KOAH hastalığı olduğu, sağlıklı bir tedavi görmediği için hastalığının akciğer kanserine doğru evirilme ihtimalinin çok yüksek olduğu, yoğun diş ağrıları çektiği, A.Ç.’nin 2015 yılında gözaltına alındığı esnada kafasına aldığı darp neticesinde felç geçirdiği, kendi ismini bile çoğu zaman unuttuğunu ancak tedavi sürecinin idare eliyle aksatıldığı, daha önce hapishanede kalamayacağına ilişkin raporu bulunmasına rağmen hala hapishanede tutulduğu, A.Ö.’nün hipertansiyon ve kalp rahatsızlığı olduğunu, N.Y.’nın yakın zamanda gırtlak kanserini atlattığı, halen tedavisinin devam ettiği, ayrıca kalp ve tansiyon rahatsızlığının olduğu, M.K.’nın ağır kalp hastası olduğu, anjiyo olması gerektiği, fakat anjiyo yapılmadığı, A.Ö.’nün 26 yıldır hapishanede olduğu ve şeker hastası olduğu, M.’nin 24 yıldır hapishanede olduğu ve şeker hastası olduğu,

Tarsus T-2 Binasında; Ş.K.’nin astım, şeker ve tansiyon hastası olduğu ayrıca ciğerlerinde sıkıntı olduğunu, A.A.’nın tansiyon ve astım hastası olduğu, A.A.’nın kalp-damar hastalığının olduğu, K.E.’nin kalp ve tansiyon hastalığının olduğu, H.E.’nin kalp hastalığının olduğu, N.K.’nın çölyak hastası olduğu,

Tarsus T3 Binasında; M.A.’nın epilepsi hastası olduğu, hapishaneye girdikten sonra epilepsi rahatsızlığının yoğunlaştığı ve son zamanlarda kalp rahatsızlığı yaşadığı, A.Ş.’nin astım hastası olduğu, R.Ö.’nün KOAH hastası olduğu, M.A.’nın bacağında ve vücudunun başka bölgelerinde mermi yarasının olduğu, ameliyat edilmesi gerektiği, M.K.’nın hayalarında büyüme olduğu,

öğrenilmiştir.

Genele olarak açlık grevine giren mahpusların baş ağrısı, kas ağrıları, mide bulantısı, kabızlık ve ishal gibi sağlık sorunları yaşadığı öğrenilmiştir.

Hapishane koşulları ve yaşanan hak ihlallerinin hasta mahpusların yaşamını çekilmez duruma getirdiği, özellikle ağır kronik rahatsızlığı olan mahpuslara makul yaşam ve tedavi koşullarının sunulmadığı, revire çıkma taleplerinin de sürüncemede bırakıldığı öğrenilmiştir.

Özellikle son yıllarda raporlarımıza yansıdığı üzere Mersin yerelindeki hekimlerin mahpuslara yönelik tavır ve davranışlarının, tedavi yöntemleri ya da keyfi tutumla tedaviden kaçınma eylemlerinin vahim ve endişe verici boyuta ulaştığı gözlemlenmiştir. Mahpuslara hiç bir tehlike intibası uyandırmamalarına rağmen peşin bir yargı ile kelepçeli muayene dayatılması, mahpus S.K.’nın tedavisinin seyri için mahrem bölgelerinin göründüğü bir muayene sırasında gardiyanın içeride kalmasının dayatılması, bu durumdan rahatsız olan mahpusun hekimin sözlü tacizine maruz kalması ve tedavisinin yarım bırakılmasının insan haklarına  ve meslek onuruna ağır saldırı niteliği taşıdığı tespit edilmiştir.

Hekimlerce, meslek onuruna ve hasta haklarına aykırı bir tedavi yöntemi uygulanması, muayene sırasında keyfi kelepçe dayatılması, mahrem muayeneler sırasında içeride gardiyan bulundurulması, keyfiyete göre muayene etmekten kaçınılması, uzun süren tedavilerde sürekli hekim değiştirilerek tedavi sürecinin uzatılması, hastalığın ehemmiyeti dikkate alınmadan taleplerin göz ardı edilmesi, revire çıkma ve hastaneye sevk edilme taleplerinin sürüncemede bırakılması, mahpusların sağlık haklarına yönelik ciddi hak ihlalleri yaratmakta olup, konu ile ilgili ihmali olan kişiler hakkında adli ve idari soruşturma başlatılması gerektiği, koşulların düzeltilmesi için Adalet Bakanlığınca derhal gerekli çalışma ve denetimlerin başlatılması gerektiği tespit edilmiştir.

  • 3. Beslenme ve Hijyen Sorunları

Yemeklerin çok az geldiği, yenilmeyecek durumda olduğu, şebeke suyunun kuyu suyu ve tuzlu olduğu, daha önceden devam eden sıcak sorununun henüz tam anlamı ile giderilmediği, bazı koğuşlara uzun zaman sıcak suyun verilmediği soğuk suyun ise kesintiye uğratıldığı, kantinde satılan ürünlerin çok kalitesiz, standart dışı olduğu ve fahiş fiyatlara satıldığı, bu nedenle mahpusların alışveriş yapma imkanlarının çok zor olduğu, ek gıda ve su ihtiyaçlarının kantin yolu ile karşılanmasının zorlaştırıldığı öğrenilmiştir. Bu durumların mahpusların sağlık ve beslenme açısından asgari insani yaşam standartları açısından ihlal yarattığı gözlemlenmiştir.

Pandemi koşullarına rağmen; hapishane idaresince gerekli ve yeterli temizlik malzemelerinin verilmediği, mahpuslara çok az sayıda maske verildiği, uzun süre aynı maskeyi kullanmak zorunda kaldıkları, gardiyanların koğuşlara maskesiz girdikleri, bu konuda önlem almadıkları, bu durumun mahpusların sağlığı açısından tehlike yarattığı, pandemi ile ilgili yeterli önlemin alınmadığı öğrenilmiştir.

Özetle; heyetlerimizce, son derece kötü denilebilecek hapishane koşullarının düzeltilmesi gerektiği, mevcut koşulların mahpusların sağlığı ve güvenliği açısından ciddi tehlikeler barındırdığı, hapishane idaresinin beslenme, sağlık ve hijyen konusunda pasif bir tutum sergilediği, koşulların iyileştirilmesi için Adalet Bakanlığınca derhal gerekli çalışma ve denetimlerin başlatılması gerektiği tespit edilmiştir.

  • 4. Haberleşme ve Sosyal İmkanlar ile İlgili Sorunlar

Hapishane idaresinin pandemi koşullarını öne sürerek sosyal imkanlar ve faaliyetler konusunda mahpusların kanuni sosyal haklarını yerine getirmekten imtina ettiği, defalarca talep edilmesine rağmen oda değişikliklerinin uzun süredir yapılmadığı öğrenilmiştir.

Sportif faaliyetlerin çok nadir yapıldığı (ortalama iki ayda bir), eğitsel ve kültürel faaliyetlerin ise neredeyse hiç yapılmadığı öğrenilmiştir.

Havalandırmaya çıkma, spor yapma ve diğer mahpuslarla sohbet etme hakkının engellendiği, tecrit ve izolasyon koşullarında bir yaşamın dayatıldığı, bunun da zaten zor olan hapishane yaşamını daha da zorlaştırarak, sosyal haklarının ihlal edildiği, anılan eylemlerin infaz hukukunun amaçlarıyla ve evrensel değerlerle bağdaşmadığı, bu hakların geciktirilmeden kanuna uygun şekilde tanınması gerektiği tespit edilmiştir.

Mahpusların kanunlarla tanınmış haklarının pandemi süreci bahane edilerek sosyal imkanlardan ve insani haklardan mahrum bırakılmaları infaz hukuku ilkeleri ile bağdaşmadığı tespit edilmiştir.

Mahpuslara yeterince kırtasiye malzemesi verilmediği, verilen kalemin tek cins ve kötü olduğu farklı bir kalem seçeneklerinin olmadığı, istenilen nitelikte defter verilmediği, daksil istedikleri halde kendilerine verilmediği, yazı yazma ihtiyaçlarının giderilemediği öğrenilmiştir.

Hapishane idaresince mahpuslara gelen mektupların verilmediği, kendilerinin gönderdiği mektupların da çoğu zaman yerine iletilmediği öğrenilmiştir.

Yeni Yaşam ve Evrensel gazetesinin ve bakanlık onaylı Kürtçe kitapların verilmediği öğrenilmiştir.

Kürt dili, tarihi ve kültürü ile ilgili kitapların mahpuslara verilmediği ancak başka ırka, dile, tarihe veya kültüre dair kitapları istediklerinde alabildikleri, bu noktada mahpusların kendi kültür ve kimliklerini tanıma imkanlarının engellendiği öğrenilmiştir.

Mahpus ailelerinin getirdikleri eşyaların ve kitapların kabul edilmediği veya verilmediği, şahsi eşyalarının kendilerine verilmeyip depo edildiği, taleplerinin sürüncemede bırakıldığı, kişi başına sekiz kitap kotasının uygulandığı, pandemi şartlarında diğer sosyal aktivitelerin sekteye uğratıldığı düşünüldüğünde; bu kotanın ihtiyacın çok altında olduğu, hapishane idaresince bu kotanın keyfi bir şekilde konulduğu öğrenilmiş, mahpusların bu haliyle okuma, kişisel birikimlerini arttırma ve bilgi edinme haklarının ihlal edildiği tespit edilmiştir.

Özetle; mahpusların içinde bulundukları ağır şartları ve yaşadıkları sorunların çok sayıda mahpus tarafından farklı zamanlarda sıkça dile getirildiği göz önünde bulundurulduğunda, hapishane idaresinin daha yapıcı ve faydalı önlemler alarak mahpusların sosyal haklardan faydalandırılması gerektiği ve hapishane idaresinin günlük, keyfi uygulamalarının Adalet Bakanlığı ve ilgili diğer kurumlarca denetlenmesi gerektiği tespit edilmiştir.

  • 5.Dilekçe Hakkı

Anayasal bir hak olan hapishane idaresine ve diğer kurum ve kuruluşlara yazılan talep ve şikâyet dilekçelerinin işleme konulmadığı, dilekçeler için herhangi bir evrak kayıt numarası verilmediği, dilekçenin akıbeti sorulduğunda böyle bir dilekçenin olmadığı söylenerek mahpusların dilekçelerinin işleme dahi konulmadığı öğrenilmiştir.

Hapishane idaresince mahpusların dilekçe hakları engellenerek diğer kurum ve kuruluşlara etkili başvuru haklarının ihlal edildiği, mahpusların yaşadığı hak ihlallerini ilgili makamlara bildiremedikleri, bu haliyle dilekçe haklarının ihlal edildiği ve yaşadıkları hak ihlalleri nedeni ile başvuru yollarının kapatıldığı veya etkisizleştirilmeye çalışıldığı tespit edilmiştir. Ceza Yasasının 121.maddesine göre hapishane idaresinin hukuki bir neden olmaksızın mahpusların dilekçelerinin kabul etmemesinin suç oluşturduğu, konu ile ilgili hapishane idaresi hakkında etkin adli ve idari soruşturma yürütülmesi gerektiği, Adalet Bakanlığı ve ilgili diğer kurumlarca sürecin takip edilmesi gerektiği tespit edilmiştir.

  • 6.Hapishane İdaresi ile İletişim Sorunları

Mahpusların hapishane idaresinin tutum ve davranışlarından vazgeçmemesi ve idarecilerin sorunların çözümü için diyalog geliştirmemesi sebebiyle, hapishane müdürleriyle görüşme talep ettikleri ancak çoğu zaman muhatap alınmadıkları hapishane idaresince bu pratiğin sürekli tekrarlandığı, Tarsus T Tipi Kapalı Hapishanesinde yeni idarenin siyasi mahpuslara yönelik düşmanca bir tavır sergilediği, idarenin bu tutumunu açıkça dile getirdiği gibi, halay çeken mahpuslara disiplin cezası vererek İnfaz Yasasının mahpusları sindirmek için keyfi bir araç olarak kullanıldığı, hapishane idaresinin ivedilikle denetlenmesi ve mahpusların hayatını çekilmez kılan işkence ve kötü muamele uygulamalarının acilen sonlandırılması gerektiği gözlemlenmiştir.

Yaşanan tüm hak ihlalleri yönündeki şikayetlerin halen artarak devam ettiği göz önüne alındığında, iddiaların üstü örtülmeden ve delillerin kaybolmaması için geciktirilmeden kanunlara ve evrensel değerlere aykırı, ulusal ve uluslararası sözleşmelerle mutlak olarak yasaklanan işkence, darp, kötü muamele, tehdit, hakaret ve onur kırıcı davranışların önlenmesi bakımından etkin adli ve idari soruşturmaların yapılması, delillerin araştırılması, iddia sahiplerinin ve tanıkların beyanı alınarak bu davranışlarda bulunan görevlilerin tespit edilmesi ve haklarında işlem yapılması gerektiği tespit edilmiştir.

raporun tamamı için: Tarsus T Tipi Hapishane raporu

 

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ MERSİN ŞUBESİ