Türkiye: İfade Özgürlüğü üniversitelerde tehlikede mi?

 

Yarın, 7 Ocak 2022’de, 14 öğrenci, İstanbul 22. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanacak. Suçları ne mi? İfade Özgürlüğünü savunmak ve hükümetin kontrolündeki bir rektörün atanmasını kınamak.

Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, iktidardaki AKP’nin sıkı taraftarı/yandaşı bir akademisyen olan Melih Bulu’yu İstanbul’un önde gelen üniversitelerinden biri olan Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atayan Cumhurbaşkanlığı kararnamesini 2 Ocak 2021’den beri protesto ediyor. Bu atama, üniversitenin bağımsızlığına yönelik bir saldırı olarak görülüyor ve EuroMed Rights dahil sivil toplum tarafından kınanıyor.

20 Ağustos 2021’de Melih Bulu’nun yerine bir başka siyasi atamayla Naci İnci getirilirken, öğrenci protestoları devam etti. Binlerce öğrenci polis şiddetine ve yargı denetimine maruz kaldı, ev hapsinde tutuldu ya da keyfi olarak gözaltına alındı.

7 Ocak 2022’de 14 öğrenci, “yasadışı toplantı ve gösterilere silahsız katılma ve uyarılara rağmen dağılmama” suçlamasıyla İstanbul’da mahkeme karşısına çıkacak.

EuroMed Rights, Sivil Alan Araştırmaları Derneği ve İnsan Hakları Derneği olarak, tüm suçlamalardan vazgeçilmesi ve tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması çağrısında bulunuyoruz. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni imzalamış bir ülke olan Türkiye, Sözleşme’nin 10. maddesinde düzenlenen ifade özgürlüğü hakkı kapsamında, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin ifade özgürlüğü hakkına saygı göstermelidir.

Arka Plan

2016 yılındaki darbe teşebbüsünün ardından ve 2018 Temmuz sonlarına karar yürürlükte olan Olağanüstü Hal kapsamında, AKP hükümeti, 29 Ekim 2016’da üniversitelerdeki rektör seçimlerini iptal eden bir kanun hükmünde kararnameyi çıkardı. Ülkede sivil toplum alanının daralmasına ve muhalif seslerin kısılmasına yol açan ve insan hakları ve temel özgürlükleri etkileyen bu durum, Avrupa Birliği Konseyi’nin Aralık 2021 Sonuçlar Bildirisinde (Paragraf 34) kınandı.