Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Makamına

2.9.1996 günü Saat 22.30 da İHD Genel Başkanı Akın Birdal evi de aranarak DGM Başsavcılığının emriyle gözaltına alındı. Daha sonra bu gözaltıya Mazlum Der Genel Başkan Yardımcısı M.İhsan Arslan da eklendi.

Bu gözaltılar en temel hukuk ilkesi olan  kanunsuz suç ve ceza olmaz  ilkesinin ihlali olduğu gibi, bundan da öte insani temelde, barışçıl girişimlerin boğulması anlamını taşımaktadır.

Her iki insan hakları kurumunun temsilcilerinin, PKK nın elinde bulunan askerlerin bırakılması yönündeki çabaları, sonucu ne olursa olsun hiçbir siyasi partiye maledilemeyecek, barışçı, yürekli ve insancıl bir sivil girişimdir.

Bu girişim, temsil ettikleri etnik kimlik, kurum, siyasi düşünce ve inanç ne olursa olsun, 13 yıldır devam eden ve binlerce gencimizin hayatına malolan bu kanlı savaşın durmasını isteyen herkesin vicdanlarının, hislerinin tercümanı olmuştur.

Bu gözaltılarla Dünya Barış Gününde; akan kanın durmasını istemek, sorunların demokratik ve barışçıl çözümlerle sonuçlandırılmasını istemek, coğrafyamızda yaşayan herkesin kardeşliğini savunmak, tehdit edilmek, tüm barış güçlerine gözdağı verilmek istenmiştir.

İnsan hakları savunucuları, koşullar ne olursa olsun, barışın, özgürlüğün, demokrasinin sesidirler. Bu seslerin susturulmak istenmesi sadece ve sadece devletin bir ayıbı ve utancı olarak tarihe geçer. Ama barış mücadelesi, insan hakları mücadelesi, demokratik hukuk mücadelesi daha da büyüyerek, güçlenerek yoluna devam eder.

Bu barış karşıtı, hukukdışı duruma son verilmesini, barışı savunmaktan başka hiçbir suçları olmayan arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını, barış için, yaşama hakkı için, halkların kardeşliği için verilen çabalara, hukukdışı yöntemlerle engeller çıkarılması politikalarından, insanlarımız daha çok acı çekmeden, bir an önce vazgeçilmesini istiyoruz.

Barış ve insan hakları mücadelesi yolunda susmayacağımızı birkez daha belirtiyoruz.

İHD Yöneticileri ve Üyeleri

Bir cevap yazın