ÖLDÜREREK NE SAVAŞ, NE DE BARIŞ KAZANILIR

Bu sabah, Halkalı’ da TSK’ya ait bir servis aracına yapılan saldırıda, 17 yaşında bir genç kız ve iki asker can verdi,  ajanslar çok sayıda yaralı olduğunu bildiriyor. İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi, saldırıda yaşamını kaybedenlerin acısını paylaşıyor, şiddet sarmalının yükselişini büyük bir endişeyle karşılıyor ve bu sürecin sona ermesi için taraflara silahların susturulması ve şiddeti sona erdirilmesi çağrısında bulunuyoruz.

Akan kan durmalıdır. Şiddet sarmalı, sağduyuyu ve aklı dışlayan, düşmanlık ve nefreti besleyen bir kısır döngüdür. Nitekim asker, sivil, militan cenazeleri, daha çok ölümlere yol açacak büyük bir kin ve nefret dalgasını harekete geçiriyor. Kör bir düşmanlık gözleri karartıyor. Öte yandan aynı toprağın çocukları olan ve öldürülmesi en şerefli vatani görev olarak kabul edilen dağdaki gençlerin aileleri de asker ailelerinin düştüğü acının aynısını yaşıyor. 

İnsan hakları savunucuları, karakol baskınlarında ve son Halkalı olayında olduğu gibi silahlı kuvvetlere yönelik diğer saldırılarda ölen askerlerin de, silahlı mücadele yolunu seçen gençlerin de, bölge halkının da, cezaevlerindeki insanların da yaşam hakkını savunuyor. Yıllardır asker ölümlerine de, dağdaki gençlerin ölümlerine ve bu savaş nedeniyle sivillerin ölümüne de son verecek bir barış ortamının sağlanmasını savunuyor.

insan hakları savunucuları bütün bu kayıpların kaynağının, Cumhuriyet öncesinden başlayan ve Cumhuriyetle devam eden sorunu sadece ve sadece şiddetle çözme mantığına dayalı devlet politikaları olduğunu biliyor. Bu nedenle, taleplerini varlık nedeni yurttaşlarının esenliğini sağlamak olan devlete yöneltiyor. İnsan hakları savunucuları dünyanın her yerinde, her çağda, çareyi yasa dışına çıkmakta bulanlar olabileceğini, ancak devletin hukuka ve yasalara uymak zorunda olduğunu, çünkü meşruiyetini buradan aldığını tekrarlıyoruz. Oysa bu ülkede devlet memurları ve yetkilileri sayısız hukuk dışı işler yapmıştır. Kısacası devletin hukuk dışına çıkmayı meşru sayması, “vatan söz konusuysa gerisi teferruattır” mantığıyla insan haklarını, uluslararası sözleşmeleri ve kendi yasalarını çiğnemesi, bugünkü şiddet sarmalının kaynağında yatıyor.  

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi olarak, Halkalı’ da, Şemdinli’de, diğer yerlerde, saldırı ve çatışmalarda yaşamını kaybeden asker, militan ve sivillerin ailelerinin acısını paylaşıyor, bu acının, tek çözümü imhada gören devlet politikalarının bir sonucu olduğuna inanıyoruz. Artan sayıda ölümlere yol açan ve karşılıklı birbirini besleyen şiddet ortamına son verilmesi için devletin kuruluşundan bu yana benimsediği sorunu öldürerek çözme politikasını değiştirmesi ve askere yönelik yaygınlaşan saldırıların acilen durdurulması çağrısında bulunuyoruz.

İHD İstanbul Şubesi

Bir cevap yazın